Okumak Yalnızlıktır..

13 Ağustos 2012 Pazartesi

Kasabanın Sırrı

Robert Crichton'ın kaleme aldığı bu romanla, İtalya'daki Santa Vittoria Kasabası'nın masum olduğu kadar güçlü, daima işbirliği içindeki sade yaşantısına; üzüm bağlarında ve şarap tüccarlığı ile geçen ve bundan başka türlü bir hayatı düşünmeyen, köylü halkına dahil olacaksınız. Onların hasat zamanı, yüce bir görev duygusuyla gerçekleştirdiği gelenekleri- dansları, türlü oyunları, müzikleri- ile masumiyeti göreceksiniz. Ve bu masumiyetin, Nazi Almanyası'nın askerleri ile gölgelenişini... Çünkü Alman Yüzbaşı von Prum'un kasabaya geleceği endişesi, onları beraberlik gerektiren zorlu bir yola sürükler, şaraplarını kaybedecekleri endişesi, ölüm korkusunun bile ötesine geçer. Santa Vittoria halkı, gerekirse ölmeye hazırdır ancak şaraplarının muhakkak kendilerinde kalmasını sağlamak zorundadır çünkü şarap onlar için, hayatın diğer adıdır. Böylelikle, kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere tüm halk, Almanlar kasabayı işgal etmeden evvel, gizli bir duvar örerek şarapların çok büyük bir kısmını gizlemeyi başarır. Ve her ne olursa olsun, bu sırrı açık etmeyeceklerine gizlice yemin ederler. Kasabanın başkanı İtalo Bombolini, halkın bu konudaki hassasiyetinden emin ama gelecekten endişeli bir halde, Almanların gelişini bekler, tüm halk ile birlikte.

Bu noktada hem Bombolini'den hem de Yüzbaşı von Prum'dan özel olarak bahsetmek istiyorum çünkü bu ikisi, hikayenin gidişatında ve aslında tüm anlatının temelinde, önemli karakterler. Bombolini, evvelden kendisini "soytarı" diye çağıran halkına karşı, en çok da kendine karşı, büyük bir zafer elde ederek başkan olmuş ve üstünlüğünü kabul ettirmiş bir halk kahramanı niteliği taşır. Çünkü, halkın o güne dek farkında bile olmadığı sorunları keşfedip çözen, eşitlikçi, hatta sosyalist özellikler taşıyan bir başkandır. Öyle ki halk ona "kaptan" lakabını uygun görmüştür. Yani, şarapların saklanması mevzusundaki sırrın, böylesine büyük bir kalabalık tarafından, en ufak bir şüphe uyandırmayacak şekilde gizlenebilmesi, Bombolini'nin verdiği güven duygusuyla yakından ilişkilidir. O Almanlara karşı kazanacağı zaferin kokusunu önceden almıştır. Diğer yandan, yüzbaşı von Prum'a gelince, o, Hitler'in kanlı kıyımlarına karşı duruşu ile dikkat çekmektedir. Santa Vittoria'yı, halka iyi davranarak, onların gönlünü kazanarak elde edeceğini ve böyle bir durumda İtalyan halkının şaraplarını zaten ona teslim edeceğine inanmaktadır. Bu yüzden, yanına on kişiden bile az bir ekip alarak, neredeyse temiz denebilecek duygularla ayak basar Santa Vittoria Kasabası'na. Bu yüzden olsa gerek, Bombolini ile von Prum, en baştan itibaren iyi anlaşırlar. Halk, şarapların sırrını açık etmez ve von Prum da halka güvenir. Ta ki, Alman yönetiminin kasaba hakkındaki araştırmaları, kasabada daha çok şarap olduğu gerçeğini açığa çıkarana kadar. İşte ondan sonra, halk ile von Prum arasındaki güven sarsılırken, olaylar da büyümeye başlar. Von Prum, "Kansız Zafer" adını verdiği planının artık işlemediğine inanmaya başlar.

Hikayede beni etkileyen şeylerden biri de, Hitler'in tutkusuyla von Prum'un "mahvettiği" işi düzeltmek üzere gelen Alman kuvvetlerinin, Santa Vittoria halkına yaptıklarıdır. Tanrının seçtiği düşünülen beş kişi, diline, ayak parmaklarına, cinsel organlarına teller bağlayarak elektrik verilmesi; çırılçıplak soyularak tırnaklarının çekilmesi gibi işkencelerden geçirilir. Ve en şaşırtıcı olan da, böylesine büyük bir acıya rağmen, halkın hala sırrı saklamadaki ısrarıdır. En sonunda von Prum, işkencenin de bir işe yaramadığını, halkın hala şarapların yerini söylemediğini görünce, bir kişiyi rehin olarak seçmeye ve eğer konuşmazsa, onu öldürmeye karar verir. "Kansız Zafer"den vazgeçeli çok olmuştur ve şimdi artık tek isteği, kendini haklı çıkarmak, aşağıladığı İtalyan halkına karşı üstünlük sağlamaktır. Bundan sonraki gelişmeler iyice karmaşık bir hal alır.


"İnsanlar büyük şeylerde kendilerini kandırmaya hazırdırlar ama ayrıntılarda ender olarak böyle davranırlar."
"Aptalları alkışlamak topluluğun huyudur."
"Akıllı lider, çıkarlarına zararlı olacağı zamanlar sözüne sadık kalmak zorunda değildir!"
"Bir çok konuda halkı kandırabilirsin ama, yalnız bir aptal halkı para konusunda kandırmaya kalkacak kadar aptallık edebilir."
"İyilik yapıldıktan sonra, kötülük yapılmadan önce anlaşılır.."
"O anda mutluydum. Neden olduğunu bilmiyorum ama, bu bazen bana hayatımın en mutlu anıymış gibi gelir. Başka zamanlar bunu en mutsuz anım olarak görürüm, çünkü bu beni kendimden belki de ebediyen kopardı."
"Bir gün aslan olarak yaşamak, yüz yıl kuzu olarak yaşamaktan iyidir."
"Herkes yumurtayla omlet yapabilir. Yumurtasız omlet yapmak için büyük insan olmak gerekir."
"Her insanı yağlamayla elde etmek mümkündür, hatta Tanrı'yı bile. (Zaten dua nedir ki?)"
"Yalan gerçeğe benzemek için inceden inceye işlenerek yaratılırdı ama, gerçek sadece kaba olduğu için iyi bir yalanın her zaman gerçekten daha iyi olacağını bilmesi gerekirdi."
"Bazı amaçlar için acının doğurduğu güçlük; sonunda kendi kendini yenilgiye uğratması, acıyı çeken insan tarafından hissedilse ve anlaşılsa bile artık ne vücudun ne de duyuların tepki gösteremeyeceği bir noktaya ulaşmasıdır."

Not: Kasabanın Sırrı, 1969 yılında filme alındı. Baş rollerinde, Anthony Quinn, Anna Magnani, Virna Lisi gibi isimler oynadı. Filmi izlemediğim için hakkında yorum yapamayacağım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder