Okumak Yalnızlıktır..

3 Temmuz 2012 Salı

Çehov'dan Seçme Öyküler

Epsilon Yayınları'ndan çıkan bu kitapta Çehov'un, Kara Keşiş, Asma Katlı Ev, Köylüler, Böğürtlen ve Oyuncak Köpekli Kadın adlı hikayeleri yer alıyor. Genel itibariyle, kırsal hayatı, şehirli insanın kırsala duyduğu özlemi anlatıyor, kendiyle çatışan ve kararsız karakterleriyle dikkat çekiyor öyküler. Ve tabii, durum öykücülüğünün tüm özelliklerini de görmek mümkün.

Kara Keşiş, bana kalırsa, en çok Rus sözlü edebiyatına dair örnekleriyle, öykü içine yedirerek verdiği bilgilerle öne çıkıyor. Aşka ve kadınların genel sorunlarına yüzeysel olarak değindiği için biraz eksik olduğunu düşündüm anlatılanların. Sonundaki ölüm hadisesi, öyle ani, öyle birdenbire gerçekleşiyor ki, okuyucunun durumu anlamlandırması ve sindirmesi zor oluyor. Yine de sırf şu sözler için bile okunmaya değer: "Bilginler, dehanın delilikle ittifak içinde olduğunu söylüyorlar şimdilerde. Sadece sıradan insanlar, yani sürü, iyi ve normaldir."

Asma Katlı Ev, hüzünlü bir aşk hikayesi. Tembel olduğunu ve sürekli dinlenmekten başka yapacak hiçbir işi olmadığını düşünen bir ressamın aşkı anlatılıyor. Bir yandan da işsizliğin, kayda değer bir şey yapmamanın, aslında insana iyi geldiği, gerçekte "çalışmak" adı altında insanoğlunun kendini harap ettiği ve tüm bunların bir sistemin parçası olduğu görüşü hakim hikayeye. Tembelliğin felsefesi yapılmış, diyebilirim.

Köylüler, hastalandığı için bir süreliğine eşini ve çocuklarını alıp köyüne dönen bir adamın ve köyde yaşanan olayların hikayesi. Yoksulluk ve bu yoksulluğun içindeki insanların hristiyanlığa olan güçlü inancı ve aşk konuları, yalın bir anlatımla aktarılmış.

Böğürtlen, Ivan Ivaniç adlı karakterin kardeşi hakkındaki konuşmasından oluşuyor büyük oranda. Kardeşi, açlık ve fakirlikle uğraşırken zengin olmayı kafasına koyar ve bu uğurda da en büyük hayali bir çiftlik sahibi olmaktır. Girdiği işlerden kazandığı tüm parayı bankaya yatırır, neredeyse hiç para harcamadan hepsini biriktirir. Çiftliğinde bulunmasını istediği en mühim şey, böğürtlen çalılığıdır. Böğürtlene karşı büyük bir sevgi duymaktadır. En sonunda, tam da istediği gibi bir çiftliğe kavuşur. Ivan Ivaniç, kardeşinin çiftliğini ziyaret ettiğinde yaşadıklarını ve hissettiklerini uzun uzadıya anlatır. Hikayede, insanın özgürleşmesi ile doğaya dönmesi arasında ve mutsuzluk ile mutluluk arasında bir bağlantı kurulur.

Oyuncak Köpekli Kadın'ı en sevdiğim aşk hikayelerinden biri olarak zihnime kaydettim. Gomov, bir akşam dolaşırken, elinde köpeği olan, şapkalı, şehirli bir kadın görür ve ondan çok etkilenir, tanışmak ister. Zaman içinde tanışırlar. Kadın da Gomov'u sevmeye başlar. Ancak ikisi de evlidir. Üstelik kadın, Gomov'dan uzak bir şehirde yaşamaktadır ve Gomov'un bulunduğu şehre seyrek aralıklarla gelmektedir. Uzun süreli ayrılıklar, acı ve özlem duygusunu tatmalarına neden olur. Bir yandan da eşlerini aldattıkları için vicdan azabı çekmektedirler. En sonunda, üzülerek de olsa, ayrılmak mecburiyetinde kalırlar. Çünkü şartları değiştirmenin imkanı yoktur.

Kitaptan bazı bir şeyler:
"Bir insan entelektüel ve moral gelişmesinde ne kadar yükselmişse o kadar özgürdür. Yaşamın kendisine sunduğu zevkler o kadar büyüktür."
"İnsan bir misyonu olduğunu bir kere anladıktan sonra ancak dinle, hizmetle, sanatla tatmin olur, öyle boş şeylerle değil."
"İnsanın iki metre toprağa değil, bir çiftliğe değil, dünyanın tümüne, özgür ruhunun bütün niteliklerini özgürce gösterebileceği tüm doğaya ihtiyacı vardır."
"Her mutlu insanın kapısında elinde çekiçli biri olmalı, ona mutsuzların da olduğunu, ne kadar mutlu olursa olsun, yaşamın er geç pençelerini göstereceğini ve başına hastalık, yoksulluk, kayıp gibi bir talihsizlik geleceğini, şimdi nasıl o başkalarını görmeyip duymuyorsa, başkalarının da onu göremeyeceğini ve duymayacağını hatırlatmalıdır."
"Mutluluk yoktur ve olmamalıdır; yaşamda bir anlam veya amaç varsa, bunlar bizim küçük mutluluklarımızda değil, mantıklı ve büyük şeylerdedir. İyilik yapın!"


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder